SİYASAL İDARE VE YASAL ZEMİN

Modern demokratik yönetimlerde olmazsa olmaz:

Kurum ve kuralların varlığıdır.

Bu bağlamda, hem iktidar cenahını hem de muhalefet cenahını, bulunduğu ülkede siyaset kurumu içinde bağlayan husus…

Kurum ve kurallar; yani o ülkenin anayasal organları ile kanunlarıdır.

Yine, hangi idari bölüm olursa olsun; ister merkezi idare ister yerel idare; bu idareler, kuruluş kanunları çerçevesinde hareket etmek “mecburiyetindedir”.

Belirttiğim üzere… Demokrasiyle idare edilen ülkelerde, hele ki anayasası sert hükümlerle bağlanmış toplumlarda…

Asla ve asla KEYFİYETE yer yoktur.

Bir zamanlar şöyle düşünürdüm: Türkiye Cumhuriyeti, yani memleketimiz, yazma cihetinde ne kadar zengin konu ve gündemlere sahip diye.

Gerçekten de son zamanlarda…

Bakıyorum da yazabilecek “yeni bir şey” bulmak çok güç. Düşünebiliyor musunuz, dünya bir salgının pençesi altında. Devletler, bu virüs belasıyla mücadele etmek için seferber olmaya meylediyor.

Biz içimize dönüp baktığımızda, kısır sorunların girdabında kıvranıp duruyoruz. İktidar muktedir olmanın verdiği avantajı kullanarak, muhalefete iş yaptırmama derdinde. Demokratik rejimler dediğim gibi anayasa ve yasalarla birbirlerine kaimdirler. Teamüllerin dışında veya yasanın cevaz vermediği bir şeyi; genelge, emir, istek, rica, bunları belirttiğim gibi dayanaksız bir biçimde devletin bir organı olan bir başka makama tebliğ edemezsiniz.

Her zaman vurgulanan bir şey: Demokrasi dediğimiz mekanizma birlikte yönetişimi öngörmektedir. Anayasal organlar en başta olmak kaydıyla, devletin tüm makam veya tüzel ya da gerçek kişileri, temel yasalara riayet ederek, görev icra etme durumundadırlar.

İşte bu yüzden, ayrışmaya yer vermeden…

Bu dönemden yüzümüzün akıyla çıkmak, en büyük beklentim.

BELEDİYELER

EKONOMİ