SEÇİMİ DİNDARLARIN İRADESİ BELİRLEYECEK

Seçimlere artık sayılı günler kaldı.

Millet ittifakı cephesinde vuku bulan amansız rüzgâr, “şimdilik” duruldu gibi…

Pekâlâ, muhalefet cephesinin iddiası, seçimi almak.

Muhalefet tarafından bakıldığında her şey onların lehine gibi gözükmekte.

Ekonomik veriler…

Sosyal huzursuzluklar ve birçok yaşama dokunan vaka ve gelişmeler, başını Cumhuriyet Halk Partisi’nin çektiği muhalefet yapısını seçimi “şimdiden” kazandıklarına inandırmış vaziyette.

Muhalefete demir atan kesimlerin belki de idrak etmedikleri husus, Türkiye’deki seçimlerin ve seçmen davranışlarının otomatiğe bağlanmış olmamasıdır.

Sol partiler veya sol cephede konumlanan cumhurbaşkanı namzetlerinin alet çantasında ne var?:

-Laiklik,

-Özgürlük,

-Demokrasi,

-Eşitlik,

-Hakça paylaşım,

-Kamuculuk,

-Anayasa, Hukuk Devleti,

-Ve daha birçok sivil temelli insan hak ve hürriyeti.

Tamam da bunun ile seçim alınamayacağını sol partiler daha ne kadar daha deneyimleyecekler?

21 yıllık Erdoğan yönetiminden artık usanmışmış millet! Tamam da muhalefet elinde bulunan bu değerlerle seçimi nasıl çantada keklik görüyor?

Anketlere bakıyorum, çoktan Millet ittifakı ipi göğüslemiş bile. Yine, özellikle, Kürt seçmenler/vatandaşlarımız üzerinden seçim opsiyonları yapılıyor.

HDP üzerinden siyaset yürüttüğünü zannedenler, HDP Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecekleri yönünde bir tavır takınınca, tüm Kürt seçmenler/yurttaşlar Millet ittifakına, yani Sayın Kılıçdaroğlu’na mu oy verecek?

Siz öyle zannedin…

Kürt seçmenlerin, özellikle muhafazakâr Kürt seçmenlerin kahir ekseriyeti, reyini Erdoğan’a verecek.

Sanırım, hesaplama yapanlar ya da seçime yönelik analiz çalışması yapanlar, bu hakikati göremiyorlar.

Sağ seçmende, sol partilerin öne sürdüğü siyasi söylemlerin fazlaca bir karşılığı yok gibi.

Dinin siyasete alet edilmesi evet hiç doğru değil. Ama siz siyasi partiler tarafından olaya bakıyorsunuz.

Gerçekten de etraflıca üzerinde durulması gerekiyor: Demokrasi diyerek, laiklik diyerek, hukuk diyerek, daha fazla insan hak ve hürriyetleri diyerek…

Hayatını dinin emirlerine göre düzenleyen kesimlerden oy alma şansınız, “yok bile!”

Böyle olunca da ne oluyor?

Tahkir ve aşağılama…

Sol ideolojik felsefeyle yaşama değer verenlerin istekleri ve arzuları karşılık bulmayınca…

Toplumu yargılamaya başlıyorlar.

E ne yapalım yani,  adam dine göre yaşama anlam katıyorsa “yok mu sayalım”?

Eski siyasetçilerimizden merhum Demirel’in bir zamanlar başörtüsü talebinden ötürü kızlarımıza yallah Arabistan’a dediği gibi mi yapalım?

Solcular sever bu tavrı!

BELEDİYELER

EKONOMİ