2024 YEREL SEÇİMLERİNE DOĞRU: GÖZLEMLER VE NOTLAR(IV)

Gazetecilerin dediği gibi artık Türkiye’de belediyeler, genel siyaset alanına girerek, “sosyal devlet” ilkesinin bir mahalli izdüşümü olarak politikalar üretmeye ve hizmetler sunmaya başladılar.

Gerçekten de esasında bunda ne var denebilir? Tamam, belediye kurumları, sınırları dâhilinde vatandaşlara temel gereksinimleri çerçevesinde hizmetler versin; ama yapılan hizmetlerin türüne baktığınızda, merkezi yönetimin yapması gereken hizmetlerin belediyeler tarafından sağlanması, her nedense yurttaşlarda garipsemeye vesile olamıyor?

Türkiye’de insanlar artık başının çaresine bakmanın derdine düşmüş. Gerçekten de geçinmek, gününü sağsalim tamamlayabilmek, insanlar için bir maratonun tamamlanması gereken bir etabı gibi…

21.yy küreselleşme ve memleket reelpolitiğinde seçmen-vatandaşlarımızın tek gayesi temel ihtiyaçlarının tedarikine yönelik olunca, hükümet tarafından ortaya konan vizyonun içinin de boş olduğunu görüyorsunuz. Bir devlet sosyal ve iktisadî bakımdan müreffeh devlet olamadan ya da bu devletlerin mertebesine ulaşmadan, demek ki yüksek itibarlı hedef koyarak bunlar etrafından siyaset yapmanın anlamı olmuyor. Ülkenin büyük çoğunluğunun emekli maaşları ve asgari ücretler ile nasıl ayın veya günün ya da haftanın tastamam olacağına yönelik enerji harcadığı gerçeğini perdeleyerek veya görmezden gelerek, uzaya astronot göndermek veya milli ve yerli uçak yaptığımızın ilanını yapmak, geniş kitleler indinde yankı uyandıramıyor.

Maalesef uyandıramıyor… Neden? Çünkü… Ülkenin büyük çoğunluğu, memlekette üretilen ekonomik büyüklüğün çok az bir kısmını paylaşırken, ayrıcalıklı ve azınlık bir kesim ise pastanın büyükçe payını hamhum şorolop yutuyor. İnsanların büyük çoğunluğunun, MASLOW İHTİYAÇLAR PRAMİDİNİN en birinci basamağındaki gereksinimiyle, temel ihtiyaçlar, yani karın doyurmayla uğraşması, konan hedeflerin halk tarafından da ilgiyle ve bilgili bir biçimde takip edilmemesine neden olur/oluyor. Gerçekten de garip bir ülke olduk. TÜRKİYE YÜZYILI deniyor, muasırlaşma deniyor. Ama halkın büyük çoğunluğu yoksulluk ile mücadele ediyor.

***

Özellikle…

Anakent belediyeliklerinde yarış ve rekabet, gerçekten de pek adil yapılmıyor. Bazen gazetecileri de anlayamıyorum. Evet, muhalefet “şikâyet etme” makamı değildir. “Muhalefete muhalefet” etmek de neyin nesi? Öyle diyorlar. Tamam da elinizi vicdanınıza doğru düzgün koyarak ifade edin: Muhalefet partilerinin, SZC TV, HALK TV, KRT TV, NOW TV, bu mecralardan başka alternatif seslerini duyabilecekleri kitle yayını yapan yer var mı?

Mesela…

TRT…

Devlet organı iken, yani istisnasız tüm seçmen-yurttaşların vergileriyle ilave olarak finanse edilen kitle yayıncılığı yapması gereken TRT, sadece iktidarın propaganda kanalı olmuşken, sorunu burada aramadan sadece ve özellikle CHP’yi iş bilmemekle eleştirmek ya da CHP bugüne kadar ne yapmış demek, birazın üzerinde insafsızca oluyor.

Evet, CHP çok daha fazla şey yapmalı. CHP yapması gerekenden fazlasını yapmalı. Öte yandan muhalefet safında konumlanan köşe yazarlarının da “iktidara göbekten bağlı” köşe yazarları gibi, muhalefeti suçlamaları, muhalefetin pasif kaldığını iddia etmeleri, yıllarca benim de yaptığım tenkitlerin aynısıdır. Bence artık bu “kolaycı söylemden” vazgeçmek lâzımdır. Yıllarca Sayın Erdoğan ve AK Parti yöneticilerinin ve onların çevrelerindeki “çıkar gruplarının” iddiaları ne idi?

Cumhuriyet Halk Partisi halktan uzak, onlardan kopuk bir hayat sürmekte. CHP halkın içine giremiyor. CHP, Esmer Türkleri anlamıyor, varoşlardan uzak felan filan… Bu söylemleri senelerce ben de yazdım ve bulunduğum muhitlerde defalarca seslendirdim. Aslında, insanın şu ileri sürülen iddialar vesilesiyle daha ayık ve iradesine çıkması gerekir, yok efendim “Camilerimiz kapatılacak, başörtüsü yasakları geri gelecek, başörtüsünü başınızdan alacaklar, ikna odaları geri gelecek, Müslümanca yaşam tarzınız elinizden kayıp gidecek…” vd…

Esas böyle aslı astarı olmayan, olmayacak durumlardan ötürü, ülkemizin kurulmasında başat faktör olan CHP’nin çok daha fazla desteklenmesi ve olması gerektiğinden daha fazla seslerinin duyurulması elzem gelmektedir. Çünkü, sadece iktidarın korunması ve sahip olunan koltuk ve makamların devamı yönünde ikballerinin peşine ve derdine düşenlerin karşısında, kanımca, ancak cumhuriyet rejiminin kurulmasında öncü olan CHP ile yanyana durarak bir umut ve beklenti taze tutulabilir.

BELEDİYELER

EKONOMİ