Tarihler 1881’i gösterdiğinde, Osmanlı'nın Vali Ziya Paşa'sı Adana’ya miras bırakmak üzere bu projeye başlamıştır. Şehir halkı, kule yükseldikçe onu merakla izler, büyük bir heyecanla inşaatı takip eder. Ertesi yıl, Vali Abidin Paşa’nın himayesiyle saat kulesi tamamlandığında, Adana’nın tarihine bir imza daha atılmıştır.

Kule, 32 metre uzunluğunda, kesme taştan yapılmış ve kare prizma şeklinde inşa edilmiştir. Kulenin duvarlarında örülen taşlar ustalıkla bir araya getirilmiş; ince işçilik, yapının karakterini yansıtmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun dört bir yanında saat kuleleri dikilmekteydi ancak Adana’nın Büyük Saat’i, en uzun olanı olarak bir efsaneye dönüşecekti. Kule, şehrin ihtişamını temsil ederken bir yandan da zamanın tanığı olmuştu.

Ancak bu yapı sadece taşlardan ve tuğlalardan ibaret değildir. Saat kulesi, şehrin nabzını tutan bir kalp gibi, her gün halkı saat başı uyarır, insanları bir araya getirirdi. Efsanelere göre, yapım aşamasında temelin 35 metre derinliğe kazıldığı ve kulenin sağlamlığına o zamanlardan itibaren özen gösterildiği söylenir. Ne de olsa, gelecekte karşılaşacağı zorluklar daha inşa edilmeden öngörülmüştü. Zaman içinde Almanya’dan özel olarak getirilen saat mekanizması ile taçlandırılan bu kule, Adana’nın en önemli simgelerinden biri haline geldi.

1998 yılında Adana’da yaşanan büyük depremde dahi sapasağlam kalabilmiş olan Büyük Saat, sadece bir yapı değil; adeta Adana’nın direnç ve dayanıklılığının sembolü haline gelmiştir. Depremde bir an olsun sarsılan şehir, Büyük Saat’e baktığında, her şeyin geçici olduğunu ve zamanı geldiğinde yeniden ayağa kalkabileceğini hatırlamıştır.

Adana Büyük Saat Kulesi, bugün hâlâ ayakta duruyor ve şehre zamanı hatırlatmaya devam ediyor. Ama sadece saatleri değil; geçmişi, bir şehrin ruhunu ve dirençle geleceğe yürüyüşünü de hatırlatıyor. O, sadece bir zaman göstergesi değil; Adana’nın yüreğindeki atıştır, zamana karşı dimdik duran bir abide.

ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM