PSİKOLOJİK DANIŞMAN NEVZAT ÖZER; MUTLULUK PARFÜM GİBİDİR, KENDİNE BULAŞTIRMADAN BAŞKALARINA VEREMEZSİN

Psikolojik danışman -Yazar Nevzat Özer, Mutsuzluğun nedenlerini UHA Haber Ajansı Adana İl Temsilciliğine uzman gözüyle çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özer; "Mutlu ailelerden mutlu çocuklar yetişir" ilkesi çoğu zaman ge­çerli bir ilkedir. Ailenizdeki gülümsemeler, konuşmalar, hal hatır sormalar, saygı, nezaket kavramları ne kadar fazla ise ve bunları ne kadar çok içselleştirmişseniz bunların etkileri de, çocuklarınıza o derece güçlü yansıyacaktır " dedi.

Psikolojik danışman Nevzat Özer; MUTLULUK PARFÜM GİBİDİR, KENDİNE BULAŞTIRMADAN BAŞKALARINA VEREMEZSİN

Psikolojik danışman -Yazar Nevzat Özer,  Mutsuzluğun ve Mutlu olmanın şifrelerini çok net şekilde değerlendirdi. Ülkemizin önemli bir süreçten geçerek mutsuzluğun çocuklar üzerinde etkili olduğuna dikkat çekti. Özer, yaptığı açıklamasında; "Büyürken Anne ve babasına doymamış, Anlaşılmak için büyük savaşlar vermiş, Sevgi ve ilginin gramajından çalınmış çocuklar neyemi  dönüşüyor.? Herkese yetmeye çalışan,Azıcık bir şevkat gördüğünde riskli kararlar alabilen, Bir çift tatlı söze kanabilen  hasarlı bireylere dönüşüyor.Demem o ki; "Elzem olandan,verilmesi gerekenden mahrum bırakıldıysan onu aramak, bulmak için biteviye bir çaba ve zahmet içindesin.

Yapılan bir çok araştırma gösterdiki çocuklukta yaşadığımız acılarımızı,  noksan bırakıldıklarımızı,yaşayamadığımız, yaşatılamadığımız  her ne varsa bizde çocuklarımıza aktarıyoruz.Bu travmatik döngü nesiller boyu devam edebiliyor.Çare ise bir an evvel iyileşmek, toparlanmak ve geçmişle savaşmayı bırakıp ondan hesap sormamak gerekiyor." 
Çocukluk döneminde yetersiz sevgi ve ilgi ile büyüyen bireyler yetişkinliklerinde bu boşluğu doldurmak için daha fazla konuşma ve paylaşma eğilimindedirler. Erken yaşlarda Seni dinleyecek,sırtını sıvazlayacak birinin olmaması derin bir iz bir bırakıyor. Neden mahrum bırakıldıysan onu fazlası ile açığa çıkarmak ve göstermek istiyorsun.

MUTLULUK PARFÜM GİBİDİR, KENDİNE BULAŞTIRMADAN BAŞKALARINA VEREMEZSİN
"Mutlu ailelerden mutlu çocuklar yetişir" ilkesi çoğu zaman ge­çerli bir ilkedir. Ailenizdeki gülümsemeler, konuşmalar, hal hatır sormalar, saygı, nezaket kavramları ne kadar fazla ise ve bunları ne kadar çok içselleştirmişseniz bunların etkileri de, çocuklarınıza o derece güçlü yansıyacaktır. Okullarda kıran, döken, vuran, arkadaşlarına şiddet uygulayan öğrencilerle yapmış olduğum gö­rüşmelerde ve yapılan araştırmalarda, bu durumdaki çocukların ailelerinde mutsuzluğun, şiddetin ve huzursuzluğun hakim olduğu ortaya çıkmıştır.
Anne-baba arasındaki çatışma düzeyi, çocuklar açısından bü­yük çapta çatışma olarak nitelendirilebilir. Araştırmacılar, ailelerin çoğunda karı-koca arasında karşılıklı küçümseyici, alaycı ya da ha­karete varan sözlerin söylendiğini ve dolayısıyla tipik bir ailede mevcut çatışma düzeyinin söz konusu sorunlara yol açmaya yete­cek ölçüde olduğunu belirtiyorlar."

ÇOCUKLAR VE GENLER NASIL BİR ANNE BABA İSTİYOR
Çocukların nasıl bir anne ve baba istediğine de değinen Özer; " "Son zamanlarda yapılan birçok araştırmada şu nokta hep öne çıkıyor. Gençler ve çocuklarımız nasıl bir anne ve baba istiyor? İşte yapılan araştırmalarda öne çıkan başlıklar: “Gençlerimiz matrak, anlayışlı, esprili, hoşgörülü, komik, asık suratlı olmayan, özelini ailesine açabileceği, arakdaşı değil ama arkadaşça davranan, tatlı-sert anne ve babaları” daha çok seviyor ve bunların özlemini çekiyor " dedi. 

GÜNÜMÜZÜN ÇOCUĞUNA ANNE VE BABA OLMAK
Psikolojik danışman -Yazar Nevzat Özer, "Emekliliği ve İstifası Yoktur Anne ve Babalığın.Bugün, anne- babalarla çocukların arası açılıyorsa, modernite adına onların bazı özel yaşamlarına müdahale etmekte zorlanıyorsak,internet kafeler ve bilgisayarlar çocuklarımızı ve gençlerimizi emziriyor ve avutuyorsa, devreye elektronik bakıcılar girmişse, tahammül sınırımız alarm veriyorsa, merhameti direğin tepesinden indirmeye başlamışsak. İşte burada durun ve gözlerinizi kapatın.60 saniye düşünün. Ve akşam eve gidince kapatın televizyonunuzu. Oğlunuzu, kızınızı, eşinizi alın karşınıza. Geç kalmadık ve kalmayacağız. İlişkilerinizi tekrar gözden geçirin.

Unutmamak gerekir ki nasıl bir çocuk sahibi olacağımız bizim elimizde değilken nasıl bir anne ve baba olacağımız” bizlerin elinde… Yasamda bazı şeylerde tercih hakkınız yoktur. Annemizin ve babamızın kim olacağını biz seçemeyiz. Ya da akrabamızın. Bu çocuklara kimse doğduğunda şu adamın bu kadının çocuğu olur musun diye sorulmadı. Yanı bir tercih hakları yoktu. Tercih edilen anne ve babalar olursak zamanla tercih ettiğimiz gibi çocuklar yetişir ve tercih edilen bireylerin oluşmasına imkân sağlarız.
Bugünün genci, daha çok kendisini dinleyen, anlayan ve anlaşıldığına kanaat getirenlerle iletişim kuruyor. Çünkü insan psikolojisinde anlaşılmak kadar etkili bir süreç yoktur. kimse beni anlamıyor, eşim beni anlamıyor, öğretmenim beni anlamıyor diye agresif psikolojiler sergilemenin temelinde işte “anlaşılmamak” yatar diye düşünüyorum.

İçinde bulunduğumuz çağda maalesef teması ve dokunmayı az yaşıyoruz. Dokunmanın ve temas kurmanın insan yaşamında derin etkileri var. Bir bebeğin altını değiştiren ve ona bu sayede dokunan anne, farkına varmadan aslında bebeğin duygu dünyasına ve sinir organlarına sayısız pozitif katkı sağlıyor.

Dokunmak, sarılmak, kucaklamak ve öpmek, en kestirme iletişim yollarından biridir. Bunu yaparken sizden kimse para pul istemiyor. Tamamen bedava yani. Bugün Avrupa’da birçok doktor, reçetelerine sabah 2,öğle 2 aksam iki sevdiklerinizle kucaklaşın, onlara dokunun, sarılın diye reçetelere ilaç gibi yazıyor.

Unutmayın: Yüzyıllar öncesinde olduğu gibi modern çağda da insanların kalbine girmenin tek yolu, bir gülümseyişte, sıcak bir sözde, içtenlikte gizli. Çocuklar hayatımızın fotoğraflarıdır, nasıl poz verirsek öyle resim alırız " açıklamalarında bulundu. 
                   

ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM

BELEDİYELER

EKONOMİ